26 Ağustos 2011 Cuma

Seni Sevecek

Sen bir kadındın. Bense içinde terk edilmiş bir ülke barından bir adamdım. Sen bir kadındın öyle ki seni sevecek birileri her daim oluyordu. Bense yalnızlığımı biraz olsun hafifletebilmek uğruna bir sahilde uyuyan geminin koynuna tüneyip, uçuşan martıları ve onlara erişmeye çalışan dalgaları izlerdim.
Bir gün yıkık dökük kelime hazinemle sana bir şeyler yazmak istedim. Senin dışında her şeyi kağıda döktüm. Etraf o kadar dağılmıştı ki toparlamaya çalışırken kendimi kazanmaya başladım. Kendimi kazandıkça farklı bir kimlik üstüme çöktü. Günler gitgide uzuyordu ve senin dışında herkesi görmeye başlamıştım. Artık koynunda uyuduğum geminin birkaç katı büyüklükte bir gemi sahibiydim. Üzerine konan martılara ve çarpıp duran dalgalara küfür ediyordum. Geceleri kamaramda bir mürekkebi elime alıp, önümde duran kağıdı çok farklı şekillerde üzerine saçıyordum. Senin dışında her şekil beliriyordu. Ben farklılaştıkça seyrim uzuyor, senin dışında her düşünce aklımda tezahüratlar yapıyordu. Günler kısalıyor, aklımdaki kalabalık artıyor, sesler mırıltıya dönüşüyordu. Senin dışında herkes bana sokuluyordu.
Sen dışında her şey gelip geçmişti ve yıllar tükenmeye yüz tutmuştu. Sakalım uzuyor, gözlerim yüzünün yansımasını yitiriyordu. Ben bir gece ateşlenince kağıda adını sayıklatabilmiştim. Sabah seni kağıtlarda görmüştüm. Sayfalar etrafımı çevirmiş, senin suretinle dolup taşmıştı. Sen öylece bakıyordun, ben ruhuma emir vermiş bavulları toplatıyordum. Senin dışında herkes beni çoktan terk etmişti. Dışarıda bir araba beni bekliyordu, olmayan bir dünyada tura çıkacaktık. Sen bana öylece bakıyordun, benim yerime seni bırakmayan ve sürekli seni sevecek olan insanlar etrafına bir sur örüyordu.
İçimde dolanan kan çekiliyordu. Kelime hazinem korsanlar tarafından soyulduğu için pekte bir şey söylemeyi beklemiyordum. Gözlerin aşırı bir hevesle bana bakıyordu. Benim söyleyecek pekte bir şeyim kalmamıştı, içimde kurulu olan kamptan tek kalan geceleri yakılmış olan ateşin külleri idi. Ben artık gidiyordum ve benim yerime herkes "seni sevecek" idi. Ardımdan kalan boşluğu rutin bir işleyiş dolduracaktı. Ben şimdi hiç istemeden ayaklarıma prangalar vurulu bir halde gitmiştim ve herkes sonsuza dek "seni sevecekti".

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder