8 Ocak 2012 Pazar

Afiyet Olsun


 Bugün günlerden ne olduğunu bilmiyordum. Sabah yalnız başıma uyandığım sıradan bir gündü ve sokağa çıkana kadar başlangıcın hiç önemi yoktu. Kendime gelmek için yatağın içinde doğruldum, uzun bir bekleyiş sonucunda lavaboya gidebilmek için ayağa kalktım. Kapının eşiğinden geçip doğruca musluğa yöneldim, önce ılık bir duş almak için uygun ortamı hazırlıyordum. Bunlar bir çırpıda oldu, bitti. Karnımı doyurmadım yine her zamanki gibi ufak bi’ atıştırmayla geçiştirdim.
 Demiştim ya günlerden ne olduğunu bilmiyordum, sokaktan geçen boşboğazların konuşmasına kulak misafiri olmasam hala bilmiyor olacaktım. Bugünü de öğrenmiş oldum ve ilgilenmeden yolumda yürümeye devam ettim. Aklımda daha önemli şeyler vardı, her gün düşünülen önemli şeyler. Her gün düşündüğün şeylerin önemi kalır mı? Bilemediğim noktalardan biri de bu. Ben kafa yorduğum konulara artık klasikleşmiş başlıklar diye ad veriyorum. Sorduklarında da “klasik ya nolsun” diye geçiştiriyorum. Nitekim yine onu düşünüyorum. Sevdiğine karşı ne hissediyor? Acaba duyguları ne alemde? Şuan ne yapıyor? Gün geçtikçe, bu düşüncelerde beni soğuttu. Kendimden mi yoksa ondan mı? Bilmiyorum. Ama tahmin edeceğin üzere aynı rutinlerle kendimi oyalayıp duruyorum, bu yüzden lafımı yarım bırakıyorum. Sana afiyet olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder