10 Ekim 2011 Pazartesi

Muhakeme


Sigaradan aldığın her nefes için ciğerlerine bir veda ve özür mektubu yazmalısın. Ciğerlerini lekemeni sağlayan düşüncelerin başrolünde yer alan kişilere ise kan kusmalısın. Aslında, temel sorun; sensin. Her kapı senin içinde barınan ve elinin altında bulunan iradeye bakıyor.
 Bir güne başlıyorsun, yanında patlayıcılarla geziyorsun ve patlayıcıların fitilleri de yerde sürükleniyor. Biri, o fitilleri görüyor ve bunu ateşe veriyor. Sen ateşin üstüne su dökmek yerine özenle sarılmış ve içi zehir dolu bir bombayı ağzına götürüyorsun. Bazı vakitler, kendi kendini yakıyorsun. Bundan zevk alabilmek içinde ortamı özenle seçiyorsun. Bazen düşünde var olan bir ortama geçiyorsun, bazen öylece ayakta duruyor ve plak’a bakıp takılı kalıyorsun. Oysa, hayatın baktıkların kadar küçük değil ya da konuşulduğu kadar abartılı değil. Bunu görmeyi tercih etmiyorsun, çoğu zaman aklındakini odaklanma yolunda, bir mülteci sürüsüne katılıyorsun. Sorunların karşısında savaşmak yerine çoğu zaman gitmeyi tercih ediyorsun. Herkes gibi oluyorsun. Dudaklarına zehri sürdüğün vakit, tamamen herkesleşiyorsun, öğle saatinda kalabalık bir meydanda var olan gölgelerden farksız bir hal alıyorsun. İnsanlar, delikleri seviyorlar. Sen ateşe verdiğin halkaları bedenine batırıyor ve kendi deliklerini yaratıyorsun.
 Seçimler, bize iki türlü şey sunar. Mutluluk yolunda gülücükler, pişmanlık yolunda yüz kızarıklıkları ve karaltılar. Mutluluk basittir. Ne kadar çok kahkaha duyarsan gülme süren o kadar çok uzar. Mutlu olduğun için farkında olmazsın, şükretmeyi unutursun. Şükürsüzlük baş gösterince pişmanlık yoluna düşüp, çorak vadilerde paranoyaklığa hapsolursun. Nasıl olur ki bu? Şöyle, mutluluklar uçucudur, ama pişmanlıklar katlanarak çoğalır. Pişmanlığı unutmazsın, seni o yola iten şeylerden şüphe duymaya başlarsın. Aynı sahneyi gördüğün zaman, perdeyi yırtmak istersin. İnsanlardan kötülük bekleyişi içine de düşebilirsin. Kendine zarar vermekten de korkarsın. Her şeyi düzeltmek istediğinde ise af dilenmesi gereken bir sokak dolusu şey ile karşılaşırsın. Hayatta ölüm hariç, her şeyin telafisi vardır. Fakat, herkes çabalamak için gereken sabra sahip değildir. 
 Eğer dumanlar arasında, bir mahkumsan ciğerlerinden özür dileyerek işe başlamalısın. Sana ateşi tutturacak sebepleri ve tutturan yüzleri hatırlamalısın. Var olan şeylerin üstüne yama yapmaktansa, çalışıp sıfırını almak için uğraşmalısın. Değişime direnmekten vazgeçmelisin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder