29 Eylül 2011 Perşembe

Rüya Şehirler ve Kabus Sokakları



 Kentime hoşgeldin, küçük...
 Duvarına astığın o posterlerden farklı öyle değil mi? Hayalini kurduğun yıldızlar, sanayi dumanlarından ve şehrin lambalarından dolayı görülmüyor. Burada küçük bir eve sığdığın andan itibaren, şehir sana dar, ev ise bir malikane gibi gelir. Can sıkıcı olan şeyler var, elbette olacak. Mesela, evinde bulunan aynaya bakmaktan korkacaksın. Fakat, yansımanı gördüğün, ilk mağaza camının önünde kendini bulacaksın. Rüya şehirlerin ve şehirlerimiz, genellikle süper güç olan bir ülkenin rengarenk başkentidir. Aslında, başkentler hiç bir zaman rengarenk olamazlar, onlar bulanık ve dumanlıdır. Biliyor musun? Bazen hayal kurmaktan kaçınman gerek, geç oldu, ama bunu da öğrendin. Belki, burada olmayacaktın, küçük.
 Rüya Şehirlerin, bolca Kabus Sokakları vardır. Bu Elm Street gibi değil, daha gerçekçi ve can acıtan türdendir. Sokaklar, her şeyi içine çeker. Adım atmanla, gölgenin esir düşmesi bir olurdu. Bedenini tırmalayacak çok fazla, boş bakışlı vardı. Acı çekmen kimsenin umurunda olmazdı. Burası, Rüya Şehirlerin, şımarık çocuklarının barındığı yerlerdi. Kimse, sana adaleti bir emzik misali vermezdi. Seni içine alabilecek türden, sıcak tenli ve soğuk düşlü insanlar vardı. Emeçleri dokunduğunda, soluk borusunda kesintiler hissederdin. Denizden uzak karanlık sokaklardan daha kötü bir şey yoktur. Bu yerlerde, tek sığınak gökyüzüdür. 
 Beni cezbeden yerler, denizin dibinde korku dolu gazete manşetlerine nazır sokaklardı. Bu tür yerlerde, ünlenmek benim için sanki değer gibi geliyordu. Deniz, beni fazla cezbediyordu. Hem karanlık denizden uzak sokaklardan daha avantajlı sığınaklar vardı. Limanlar ve mehtap...
 Küçük, sözlerimi biraz oturup tart. Ne demek istediğimi anlayacaksın, ama belki akıllanmayacaksın. Çünkü; rüya şehirler ve kabus sokaklarında senin ayılmaman için çalışan, gölgeler bulunur. Senin psikolojinden beslenerek şehir büyürdü. Senin sevgini emerek, insanlar ego sahibi olurdu. Sen aslında kocaman bir insansın, ben sana küçük diyorum. Çünkü; insanlar ne kadar uzaktalar ise o kadar küçük görünür bedenler birbirine, tepeden bakmak şart değil. Uzaklaştıkça, kalanlar küçülür. 
 Rüya Şehirler ve Kabus Sokaklarına bir giriş yaptık ve battık. Gömülerimize rastlayacak yeni bir ilham perisine kadar kelimeler yarım kalacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder