21 Nisan 2012 Cumartesi

Ay ve Güneş


Sana süslü şeyler söylesem; kendimi yansıtacağım ama içten varlığımı bir hiçten sebep tehlikeye atacağım. Evet, kendimden ödün vereceğimi söylüyorum. Birbirimizi kandırmaktansa dürüstçe konuşurken iki kahve yudumlamayı tercih ederdim. Fakat, bu konuşmayı yaparken yanımızda sessizlikten başka kimse de olmayacaktır. Yoksa, bu dürüstlüğün temelini atmak pek’ala zor olacaktır. Öncelikle kendimizi kandırdığımız noktaları birbirimize küfür edercesine söyleyecek sonrasında bir bardak suyu bir dikişte içer gibi birbirimizden özür dileyecektik. Yeri gelince pişmanlıklarımızı elimizde patlayan bombaların açtığı yaralarla dile getirecek ve an’a dönüş yapmak istediğimizde yolda bıraktığımız cam kırıklarına yalın ayak basmak zorunda kalacaktık. 
 Bir başka diyara ışınlarken kendi fikirlerimi senin elinden tutmayı da ihtimal etmeyecek kadar düşünceli olacaktım. Gün geldiğinde bir sabah ansızın evin önünde kahvaltını hazır bekletecektim. Ailenden çekindiğim için içeri giremeyecek kadar utangaç bir insandım, bilirsin. Bu yüzden belki de bir tık atıp kapının önünden fırtına geçmişçesine seni o kahvaltı ile başbaşa bırakacaktım. Seni öpmeden gittiğim için beni arayıp küfür edecektin sonra boynuma sarılamadığın için ağlayacaktın. Fakat, ben senin tam arkanda olacak ve seni bir sonbahar umut dolu esintisi ile dolduracaktım. 
 Fikirler yalnızlaşmaya yüz tuttuğunda aradaki mesafeler kalbimizi bin parçalık puzzle haline getirecekti. Biz hangi parça hangi parçaya uyuyor diye düşünürken birden etraf kararacak ve zamanın içinde bir çölde birbirimizden ayrı düştüğümüzü geç anlayacaktık. Uyandığımda ben Ay’da yürüyen bir astronot sen ise Dünya’nın en çekici küfürbaz kadını olacaktın. Küfürden hazzetmezdim bu yüzden kendini dilin cilasına verecektin, ben de içimdeki karanlığı yüzüme yansıtmak maksadıyla Ay’ın delisi olacaktım. Mezarıma bir meteor taşı çarpacak ve bir iz dahi bırakamayacaktım, sen ise Dünya yok olsa dahi hiç silinmeyecek izlerle hafızalarda yüce bir kabir kazanacaktın. 
 Hikayemiz hiç birleşemeyecek olmamızın saf kanıtı olacaktı ama biz birbirimizin hilelerine kanamayacak kadar saflıktan uzak olacaktık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder