21 Nisan 2012 Cumartesi

Kafa Merakı


 Lanet aklımı yazmak için zorladığım da bir bok çıkmaz ama vay efenim bir duşa gireyim yahut bir şarkı melodisine iki üç söz sallayayım dedim mi deli gibi ilham patlaması yaşayayım. Bazen neyin kafasını yaşadığımı çok merak ediyorum. Harbi neyin kafasını yaşıyoruz acaba? Bir samuray ya da bir şövalye neyin kafasını yaşıyordu? Zaman makinesi var olsa büyük ihtimal Kanuni kafasını önce öğrenirdim. 
 Neden mi?
 Adam kaç defa yanına koduğum Viyana Kalesini kuşattı ama alamadı. Ki, adamın ordularından çekinip yolunu açan bir Şarlken gerçeğinin olduğu dönem de en büyük başarısızlığı Viyana’ydı. Bi’ otur, düşün. Acaba nerede hata yapıyorsun? Sen sefere ilkbahar vakti çıkıyorsun da ne diye zamanın gelmeden kış günü oralara gidip kuşatma yapıyorsun. Üstelik koca koca surları yıkacak topları da taşıyamıyorsun sırf bu yüzden. İşte sırf bu yüzden önce Kanuni kafasını keşfederdim. Üstelik adamın babası, hazineyi ne güzel doldurtmuş Doğu seferleri sayesinde adam bunları alıp bir hiç uğruna batırıyor. Bu yüzden devlet angut gibi dış borçlanmalara başlıyor.
 Yeniçeri kafasını da merak ediyorum. Asker de beyin daha iyi olur daha ileri görüşlü olması gerekir ama adamlar ne kadar yenilik varsa karşı çıkıyor, kazıklı voyvodaları geçirip duruyorlar. Ne gereği var? İki kuruş, padişah değişti diye para almak için durmadan adam asmalar yeniliklere karşı çıkmalar… Adeta ergen liselilerden oluşmuş bir birlik gibi hareket ettiler son zamanlarda. Bu yüzden onların kafasını da merak ediyorum.
 Eski çağların adamı olduğumu o kadar net bir biçimde hissediyorum ki sanki 7/24 antikacı dükkanında yaşıyormuşum gibi geliyor. Halbuki, ben teknoloji ile de iyi anlaşan biriyim ama bana bu ateşli silahlar, nükleer bombalar, aşiretler birer şerefsizlik gibi geliyor. Adam kavga ediyor, dayak yiyor hemen gidip tabancaya ya da arkasındaki kişilere sığınıyor. Biraz kalıbının adamı olmak lazım, ben işte bu tip insanların kafasını merak etmiyorum mesela. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder