25 Nisan 2012 Çarşamba

Beğenilmeyen Vol I.

 Beni mi suçluyorsun? Soğuk olmakla beni suçluyor ve kendin bi' kez olsun ateşkes yapmak istemezken hataları yıkıyorsun öyle mi? Haklısın, ben de olsam kendimi suçlarım sonra da oturur derdimden bildiğim tüm saçmalıklara kafa yorardım. Fakat, işler çok değişti ben eski beni göstermiyorum. Tablodaki adamdan yahut sana göre çocuk olandan herhangi bir eser yok.
 Fikirleri ele almaktan çok uzaktayız, aramızdaki mesafeler sorun değil de kafa yapısı çok farklıymış. İnsanın yazdıkları ile konuştukları bir değil ne de olsa bunu sen de biliyorsun, anlatmama gerek yok. Bir umutla sofraya oturup iki kırık bardakla kalktığımı da bilirim ama sen gözlerimdeki cam kesiklerini de görmüyorsun. Ben farklı kapıdan girmişim derken kendimi yerde buluyorum. Sonra uyanınca boğaz karşımda başımda martılar dibimde tüm esnaf benimle alay ediyor. Burnuma taze simit ve sigara kokuları doluyor. Karnım mide bulantısı ve açlık hissiyle dolup taşıyor. Eski ben yok diyorum, inanmıyorsun ve inanmıyorlar. Gözlerim kanla dolmuş, nefesim ölümle kokuyor bana inanmıyorlar. Kendileri bilirler bir çıksın karşıma ve sonrasında oturup izlesinler, boğazda kaç ceset üst üste kule olmuş.
 Aslında ne ben vahşet doluyum ne de sen hiçbir şeyin farkında değilsin, her şey alenen ortada sadece birbirimize oynadığımız oyunların hakkını verme çabası içindeyiz. Bu oyun fazla uzuyor ve raylar alabildiğine sıralanıyor ta ki içimdeki kor alev sönünceye dek devam edecekmiş gibi her şey, sensiz ve ben olmayan bir şekilde...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder