8 Haziran 2011 Çarşamba

Biraz Yalan...

Her şey değil,bazı şeyler yalan…


Mesela arkadaşlık kavramı bir yalandır.Dostluk kavramı ele almayacağım,çünkü arkadaşlık ve dostluk kavramları günümüzde karışmış bir haldedir.Arkadaşınız,hiç olmayan kardeşinizin yerini doldursa bile kar etmez.Sevgi kavramı çok uçucu,madenin katıdan gaza geçmesi (süblimleşme) soyut bir şekilde anlatılmak istenilse,benim cevabım sevgi olurdu.


Birini seviyorsunuzdur,fakat o sizi hayatına almaya dahi korkuyordur.Birinin kölesi olmuşsunuzdur,fakat o sizin farkınızda bile değildir.Bunlar sinir bozucu durumlar elbette yapması gerekilen tek şey hep geri çekilmek veya acıya katlanmak oluyor.Ben karşımdaki insanı kırabildiğim için genellikle geri çekilip,kaybolmayı seçiyorum.Davranışlar çok fevri bir halde son yıllarda kimse(ben de dahil)bir hareketi yapmadan önce karşıdakinin ne hissedeceğine önem vermiyor.Hiç kimse de saygı yok.
Onyedi yıllık bir arkadaşımı kaybettim,ölmedi.Sadece hayatımdan çıktı,az önce gördüm,kapının önünden geçti.Kalkıp selam vermek istedim,fakat öyle bir hal aldık ki selam verirsem bir değeri olmayacağını veyahut cevap vermeme ihtimalinin bulunduğunu bildiğim için üşendim.Üşendim diyorum çünkü selamımı esirgemedim,aslında söyleyebilirdim ama gerek görmedim.


Birilerinin hayatından gidince veya birilerinin hayatından çıkarılınca net bir biçimde üzülürdüm.Bunalım yaşardım,tabi dışarıdan anlamak zor olur beni,genellikle herkes beni karşıt çocuk,asi,çılgın… vs. bu tür kavramlarla tanımlar.Ben bu imajı isteyerek yaratmıyorum,sadece her şeyi akışına bırakıyorum.Üzüntü ve sevinçlerimi akışına bırakıyorum,her şey tadımlıktır.Bir şeyi hayatınızda çok uzun süre tutunca değeri yitirmesi an meselesi oluyor.Genel olarak hayatınızda uzun süre kalmayı hak eden insanlar,arkadaşınız ya da eşiniz oluyor.


Benim yakındığım nokta da şu,artık kimse uzun süreli bir değeri hak etmiyor.Bir şafağın geceyi beklediği,bir denizin mehtabını beklediği,Güneş‘in yerini sessizce Ay‘a bırakması gibi bir duygu yok.


Belki de benim soyut dünyam,fazla kırılgan ve kırıkları süpürmediğim için fazla incitiyor zaman
Hayat neden hep zaman?Bütünleyen yargıların hepsi zamanla,hayattaki duyguların alt yapısı hep zamanla…
Belki de zaman bizim en büyük düşmanımız,şu Dünya’da…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder