8 Haziran 2011 Çarşamba

Tarafsızlık…

Biraz siyasi olaylara girmek gerek diye düşünüyorum.Dışarıdan bakanlar bu tür olaylara tepki göstermiyorum gibi görüyor.Ben de kendi tepkimi sergiliyorum,fakat kendimi yorup tüm zamanımı belirgin bir biçimde buna ayırmıyorum.İnsanlar bir şeyleri yapacaksa birlik olmak gerek,ben çevremdeki insanları yeteri kadar bilinçlendirmeye çalışıyorum.Karşıt görüşlü insanları bilinçlendirmeye çalışıyorum.(Aslında fazla da uğraşmıyorum o insanlarla geneli katı kurallara sahip oluyor.)Özellikle son yıllarda her şey taraf ve birlik işi oldu.Zira başımızdakilerden acı bir şekilde bunu öğrendik,bugün bunlar yaşanıyorsa başımızdakilerin alt yapılarını sıkı tutmasının etkisi büyüktür.Sokaktaki iki kişiden biri yahut beş kişiden üçü bu partiye oy veriyor.Sorunca herkes “kim osurdur,garip osurdu.” havasına bürünüyor.İçimizdeki gerçekleri ortaya çıkarmak için kimsenin yüzüne hırlamamak gerek,bende arada sert tepkiler veriyorum.Fakat,net bir biçimde zararınıda görüyorum.İnsanlar çatışmaya girince kelimelerin pek fazla anlamı kalmıyor.Kimse o gürültüde her ağızdan çıkana önem vermiyor.Özellikle iş çatışmaya dönünce herkes kendince bildiklerini sıralıyor.(Sanki öğretmenler sözlü kullanacak.)Acı günler yaşıyoruz,acı tecrübeler ediniyoruz.Fakat,unutulan bir şey var “organize” bu unutulan kelimeyi ve “organize olma” duygusunu tekrar geri getirmek bilinçli bireylerin elinde(Bilinçliden kastım,bir şeyleri bilip kendini anlatmaktan aciz olan insanlar değildir.)bu bireyler bir şeyleri ılıman bir havada nüksettirirse,kimse kalkıp bağırıp çağıramaz.Yürüyüşler yapılıyor görüyorum,fakat bunlar dahi etki etmiyor.Sistemi kalbinden vuracak projeler ve eylemler gerek,kuru kuruya etkinlikler değil.Çoğu liseli arkadaşım,yürüş olayını duyunca aslan kesiliyor ama içine girince amacını unutup eğlenceye dalıyor,provakatif işlere aldanıyor.Olayın bilincinde gezen insanlar,ben her şeyi yapmalıyım kendimi göstermeliyim,düşüncesinde sadece kalabalık yapıyorlar.Ben bu sene sınavzedelerdenim,kalkıpta bir kez olsun yürüyüşede gitmedim.Kendimi yormaktan değil,zaman bulamadım.Bana göre zaten bir şey çıkmayacaktı,kalkıp boğaz patlatmanında manası yoktu.(Bu kelimeleri biraz hırsla söylüyorum,çünkü televizyonda gördüğüm provokatif eylemler kanıma dokunuyor.Eski bir polisin,çocuğu olarak polise hakaret edilip vurulması da kanımı donduruyor.Bende kendimi korumak için gerekirse dövüşürüm polisle,fakat kalkıpta gereksiz yere “emir kulunuda” alaşağı etmeye çalışmak saçma geliyor.)Bir şeyler yapılacaksa,etkili silahlar gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder